Akıllı Telefon Alırken Nelere Dikkat Etmeliyiz?


Teknoloji Sakini bir Teknoloji Öğretmeni’nden herkese merhaba!
Bu paylaşımımda sizlere akıllı telefon alırken nelere dikkat etmeniz gerektiğini anlatmaya çalışacağım.
Bir önceki yazımda söylemiş olduğum gibi, akıllı telefonlar artık vazgeçilmez bir parçamız olmuş durumdadır. Bunu ne kadar çabuk kabullenirsek davranışlarımızı da ona göre şekillendirebiliriz. Çünkü bazı akıllı telefon kullanıcıları inatla bu düşünceyi reddetmektedirler. Fakat inatlarını ellerindeki akıllı telefonun ekranından bizlere aktarırlar. Aslında o kişileri de anlamak gerek diye düşünüyorum. İnsan bilerek ve isteyerek bir boyunduruk altına girmeyi kabullenemeyebilir.
Sonuç olarak, çoğumuz bir akıllı telefon kullanıyor ve bu çoğunluğun çoğunluğu da ellerine fırsat geçtiği anda daha iyi bir telefon almak istiyorlar. Geriye kalan çok küçük orandaki grup da akıllı telefon dünyasına adım atmak isteyen kişilere ait. (Bu oranlamayı dünya nüfusuna göre düşünmeyin. Akıllı telefon kullanacak yaşa gelmeyen, yaşı çok ilerleyen ya da ekonomik sıkıntıların çok büyük olduğu ülkelerde yaşayan birçok insan var.)
Kapitalist sistemin en basit kurallarından biri olan ve halk arasında “paran varsa alırsın” kuralı burada da işlemektedir. Yeterince parası olan herkes istediği her telefonu alabilir. Bununla ilgili bir yazı değil bu. Amacım “bilinçli” teknoloji severlerin oluşması ya da sayılarının artmasıdır. Bu nedenle burada yapmak istediğim, insanların genel ihtiyaçlarını gruplayarak, bir akıllı telefon alırken en doğru kararı nasıl verecekleri yönünde tavsiyeler vermek olacaktır.
Yabancı ülkeler (özellikle ABD, Güney Kore, Japonya gibi) ile ülkemizi akıllı telefon fiyatları yönünden karşılaştırırsak yazımız baştan aşağı yanlış olur. İşin içine alım gücünden vergilere, gayri safi milli hasıladan pek çok ekonomik kelime ile haşır neşir olacağımız konular girer. Bu nedenle ben yalnızca ülkemizi bu konuya dahil ediyorum.
Türkiye, “gelişmekte” olan ülkeler arasında gösterilir. Bu kelimenin anlamını hep merak ederim. “Gelişmekte olan ülke”. Bu gelişim ne zaman başladı, kim başlattı, buna kim karar verdi, gelişme ne zaman sonuçlanacak, kimse bilmiyor. Belki ekonomi konusunda uzman olanlar bu sorulara cevaplar bulabilir ama ekonomi hakkında fazla bilgisi olmayan benim gibi insanlar için bu kelime, içi boş ve anlamsız duran bir kelimeden başka bir şey değil. Biz ülkemize normal bir vatandaş gözüyle bakarsak, alım gücünün çok yüksek olmadığı, vergilerin bolca olduğu, ekonomimizin çok narin olduğu sonuçlarına varabiliriz. Buradan yola çıkarak da akıllı telefon alımının tepesinde “ekonomik durum” kıstasının olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz.
Akıllı telefonlar, ortaya çıktıkları ilk günden bugüne çok büyük gelişim gösterdiler. Fakat fiyatları da aynı ölçüde arttı. Hatırlar mısınız, bundan 5-10 yıl kadar önce bir telefona bu kadar yüksek fiyatlar ödemiyorduk. 1000 TL dahi inanılmaz bir rakam olarak görünüyordu. O günlerde bir telefona 2000-3000 TL vereceğinizi söyleseler herhalde “hayatta vermem” cevabını yapıştırırdınız. Ama günümüzde olan bundan başka bir şey değil maalesef. Akıllı telefonların fiyatları arttı, arttı ve artık inanılmaz boyutlara ulaşmaya başladı. Bunun bir çok nedeni var tabii. Vergiler, dolar-euro-tl kurlarındaki değişim, arz-talep vs. vs. Burada bunları tartışmak istemiyorum. Sonuç olarak, bu yazıyı okuyanların çoğu da bu yüksek miktarları vermek durumunda kaldılar.
Peki, ne yapmamız gerekiyor?
Aslında cevap basit. İnsanlar araba alırken ya da beyaz eşya alırken nasıl düşünüyorlarsa aynı şekilde düşünmeliler.
Ne kadarı bana yeter?
Birçok satın alma olayında kendimize sorduğumuz bu soruyu maalesef akıllı telefon alırken bir kenara bırakıyoruz. Aslında bunun da sosyolojik nedenleri var. Akıllı telefonun nasıl bir prestij haline getirildiğini başka bir yazımda sizlerle paylaşacağım. Şimdilik sadece nedenin bu olduğunu bilmemiz yeterli. Akıllı telefonların amacı dışında kullanımından bahsederken aslında bunu da eklemek gerekir diye düşünüyorum. Bu cihazlar bir statü belirleme kıstası mı? Cevap maalesef evet. Öyle olmasa bile öyle kabul edilir bir hale geldi. İşte bu durumdan dolayı insanlar “ne kadarı bana yeter?” sorunu göz ardı ediyorlar. Göz ardı ettikleri için de akıllı telefonlara ödenen miktarlar inanılmaz boyutlara çıkıyor.
Aslında ne yapılmalı? Bizim eğilmemiz gereken nokta burası. Bilinçli bir teknoloji tüketicisi ne yapmalı? Bunları maddeler halinde konu konu derlersek daha güzel olabilir diye düşünüyorum.

KENDİNİZİ HANGİ GRUPTA GÖRÜYORSUNUZ?
Öncelikle kendimizin nasıl bir kullanıcı olduğunu belirleyelim.
A) Siz bir sosyal medyacı mısınız?
Gün içinde boş bulduğunuz her an telefonu elinize alıp ilk olarak sosyal medya gruplarındaki iletileri mi kontrol ediyorsunuz? Haberleri Facebook’tan, Twitter’dan takip ediyor, çektiğiniz güzel pozları ilk fırsatta Instagram’da mı paylaşıyorsunuz? Yer bildirimi yapmak bir mekana girdiğinizde ilk aklınıza gelen şeyler arasında mı? O zaman siz bu gruptansınız.
B) Siz bir oyun tutkunu musunuz?
Ders aralarında, iş yerinde molalarda, okula ya da işe giderken, otobüste, serviste, ders çalışmaktan sıkıldığınızda ya da işler dağlar kadar olduğunda ilk olarak aklınıza gelen akıllı telefonunuzdaki oyun dünyasına adım atmak mı? Uygulama mağazalarına girdiğinizde eliniz yeni oyunlara mı gidiyor? İşte siz bu gruptan oluyorsunuz.
 
C) Siz bir teknoloji düşkünü müsünüz?
“Ben aldığım telefonun tüm özelliklerini kullanırım” diyenlerden misiniz? Akıllı telefonun hakkını veren biri olarak mı tanınıyorsunuz. Birçok kullanıcının açıp bakmadığı özellikleri kullanıp, bunlar vasıtasıyla hayatınızı kolaylaştırıyor musunuz? İşte siz bu gruptansınız.
              D) Teknolojiye uzak mısınız?
Akıllı telefon kullanıp teknoloji konusu her açıldığında “alo diyoruz, bir de mesajlaşıyoruz işte” diyenlerden misiniz? Telefonunu prestijli görünmek ya da hava atmak amaçlı mı kullanıyorsunuz? Siz de bu gruptansınız.
E) Siz bir karma kullanıcı mısınız?
Yukarıda bahsetmiş olduğum dört grubun özelliklerini de az-çok barındıran, her şeyden biraz diyenlerden misiniz? Siz de bu gruba buyurun.
Yukarıda 5 grup belirledim fakat kendisini bu 5 grubun dışında görenler de olabilir. Onlar da kendilerine en yakın gördüğü gruba kendisini dahil ederse yazının bundan sonrası onlar için anlam kazanabilir.
Eğer siz A grubundan iseniz sizin için önemli olan hız, ekran ve kamera oluyor. Günümüzde bu özelliklerin üçünü de başarılı bir şekilde sunan cihazlar mevcut fakat genellikle bu cihazlar pahalı kategorisinde kendisine yer bulmaktadır. Tabii kamera konusunda biraz toleranslı olursanız sizin için en iyi seçimler orta sınıf dediğimiz telefonlardır. Örnek vermek gerekirse Samsung Galaxy A serisi, HTC Desire serisi, General Mobile 4G, Lumia 700-800 serisi telefonlar.
Eğer siz B grubundan iseniz sizin için önemli olan işlemci-grafik kartı, ram ve ekran olmaktadır. Oyun oynamayı seven biri, küçük ekranlı bir telefon almamalı diye düşünüyorum. Büyük ekrana sahip ve donanım gücü yüksek akıllı telefonlar sizin için ideal tercihler fakat bu telefonların da fiyatları pek düşük sayılmaz. Android dünyasında oyun severleri en çok memnun edecek telefonlar Samsung Note serisidir. Apple tarafında da sizi Iphone 5S-6-6+ bekliyor. Windows Phone tarafında çok fazla seçenek bulunmuyor maalesef. Donanım gücü ile kendisini gösteren Lumia 1520 ve Lumia 930 örnek verilebilir.
Eğer siz C grubundan iseniz sizin için önemli olan telefonların birçok özelliğe sahip olmasıdır. Bu özellikler onu diğer telefonlardan ayırmalı, aynı zamanda bu özellikler kullanışlı ve hayatı kolaylaştırır nitelikte olmalıdır. Eğer bir Android severseniz sizi bu konuda tatmin edecek belki de tek telefon Samsung Note serisi oluyor. Kalemi ve kendisine has yazılımsal özellikler ile teknoloji severlerin kullanmaktan keyif alacakları bir seri olarak görüyorum. Android kullanmak istemeyenler için bu gruba dahil olan kişileri Iphone 6 ve Iphone 6+ bekliyor. Sonuç olarak bu telefonların kendilerine has özellikleri az olsa da IOS işletim sistemini kullanmaları nedeniyle kendilerini diğer marka ve modellerden ayırıyorlar.
Eğer siz D grubundan iseniz sizin için önemli olan telefonun fiyatı ve halk arasındaki statü durumudur. Aslında bu grup kullanıcıları iki ayrı kolda anlatılmalıdır. Telefonuyla fazla haşır neşir olmayan ve teknolojiden uzak olan insanlar için telefonun fiyatının ucuz olması ve özelliklerinin yeterli miktarda olması kafidir. Bu kullanıcılar için alt ve orta seviye telefonlar yeterlidir. Ülkemizde her ne kadar bu seviye telefonların fiyatları dahi 500TL’nin üzerine çıksa da yine de hala alınabilecek modeller bulunuyor. Bu kullanıcılara tavsiyem Samsung’un Grand, Young gibi alt seviyeye hitap eden modelleri, Sony, LG ve HTC’nin yine fiyatları 700 TL’nin altında olan modelleri, Windows Phone tarafında ise Lumia 500-600 modelleri. Bu grubun diğer kolunda yer alan kullanıcılar ise teknoloji ya da telefonun sunduğu özellikleri dikkate almazlar. Kendilerini toplum içinde özel gösterdiğini düşündükleri telefonları kullanmak isteyen bu insanlar için de yönelecekleri marka Apple oluyor. Iphone modelleri bu insanlar için vazgeçilmez modellerdir. Bunlara Samsung S6 Edge de eklenebilir sanırım.
Eğer siz E grubundan iseniz sizin için önemli olan telefonun sunduğu özelliklerin fiyatla orantısının uygun olmasıdır. Teknoloji piyasasında “fiyat-performans ürünü” dediğimiz bu modeller sizin için ideal seçim olacaktır. Bu modeller tepe modeller değillerdir fakat sundukları özellikler ve kabul edilebilir fiyatları ile dikkat çekerler. Çinli üretici Meizu’nun ülkemizde satılan modelleri, ülkemizde henüz satılmayan One Plus Two gibi telefonlar bu kategoride örneklendirebilir. Yaygın satışta olan markalardan örnek vermek gerekirse de fiyatı düşen bazı 1-2 yıllık modeller (yazımın yayın tarihine göre 1800TL’ye kadar fiyatı gerileyen Samsung Galaxy Note 4 ya da Sony Xperia Z2/Z3 modelleri) sundukları yüksek özellikler ve düşen fiyatları ile bu gruptakiler için tercih sebebi olabilir.
FİRMALARIN OYUNLARINA GELMEYİN
Gruplar dışında firmaların sundukları hakkında da tavsiyeler sunmak gerekli diye düşünüyorum. Çünkü firmalar reklamlarla ve göz boyayan özellikler ile bilinçli olmayan teknoloji müşterilerini kendilerine çekmeye çalışmaktadırlar. Akıllı telefonların donanımsal ve yazılımsal özelliklerini ana başlıklar altında gruplayarak bu konuya da ışık tutmaya çalışayım.
A)     EKRAN
Firmaların ekran konusundaki en büyük göz boyama silahı ekran çözünürlüğüdür. Ortalama 5 inçlik ekranlara koymuş oldukları çözünürlükler 40-50 inçlik televizyonlara koydukları çözünürlük değerlerini zorlamaktadır. (Çözünürlük: Ekrandaki piksel(nokta) sayısının yatay ve dikeydeki piksel sayısı şeklinde ifade edilmesidir. Örneğin: 1920 x 1080 piksel) Çözünürlük değeri ekrandaki görüntünün güzel görünmesini sağlayan tek neden değildir. Fakat firmalar bu değeri gereksiz abartarak kullanıcıların gözlerini boyamaya çalışırlar. Aslında çözünürlük değeri arttıkça işlemciye ve grafik kartına düşen yük artar. Bu da batarya kullanım süresine negatif yönde etki etmektedir. Bilinçli bir kullanıcının yapması gereken, yeterli çözünürlüğe sahip fakat kaliteli bir panel seçimi yapmasıdır.
B)      İŞLEMCİ FREKANS HIZI ve ÇEKİRDEK SAYISI
Firmaların göz boyama stratejilerinde en çok kullandıkları özelliklerden biri de işlemci frekans hızı ve çekirdek sayısıdır. 4 çekirdekli, 8 çekirdekli işlemcilerin adeta havada uçtuğu şu günlerde 10 çekirdekli işlemcileri de görmeye başladık. Bu işlemcilere sahip telefonlar satılırken işlemci çekirdek sayıları mutlaka belirtilir ki konuya hakim olmayan insanlar çekirdek sayısının fazlalığı ile etkilensin. Aynı durum frekans değerlerinde de geçerlidir. 2.4 GHz, 3 GHz derken bu sayıların da çok yükseleceğini öngörebiliriz. Aslında işlemci çekirdek sayısının artması ya da gereksiz frekans artırımları telefonunuzun performansına zannedildiği kadar etki etmemektedir. Çünkü donanım ne kadar güçlü olursa olsun iş yazılım ile donanımın uyumlu çalışmasında bitmektedir. Apple’ın 2 çekirdekli 1.3GHz hızda çalıştırdığı A8 işlemcisinin 8 çekirdekli 2 GHz’in üzerinde çalışan işlemcilere performans konusunda üstünlük kurması bu konuya en güzel örnektir. Sonuç olarak, yazılım-donanım uyumu ne kadar iyi yapılırsa telefonunuz o kadar performanslı çalışır.
C)      KAMERA
Firmaların rakamları şişirerek göz boyamaya çalıştıkları diğer bir özellik ise kamera megapiksel değeridir. Hatta işlemci ya da ekran teknolojileri konusunda göz boyamadan önce firmalar, megapiksel değeri ile müşteri çekme işine girmişlerdi. 10MP, 20MP, 40MP derken sayılar gün geçtikçe yükseldi fakat gün sonunda telefonların sınırlı alanlarına yerleştirilen minicik kamera modülleri kendilerinden beklenen performansı asla veremedi. DSLR fotoğraf makinelerinin 12-20MP arasındaki değerleri konuya nokta koyacak örnek olacaktır. Aslında akıllı telefonların kameralarında bakılması gereken en önemli özellik sensör kalitesi, diyafram açıklığı, yazılım optimizasyonu gibi özelliklerdir. Belki konu ile ilgili değil ama burada küçük bir bilgi daha eklemek istiyorum. Bir telefon ile çekilen fotoğrafı değerlendirmek için o fotoğrafa telefon ekranında değil bir bilgisayarda bakın.
FİRMALARIN GEÇMİŞLERİ ÖNEMLİ
Bir akıllı telefon alırken firmaların geçmişte yaptıklarını da göz önünde bulundurmak gerekir. Bunların başında teknik servis desteği, güncelleme desteği ve kullanıcı yorumları gelmektedir.
Ülkemizde büyük bir soru işareti olarak değerlendireceğimiz teknik servis desteği, bir firmanın geçmişinde bakılması gereken en önemli  noktalardan biridir. Teknik servis hizmetinin kötü ya da sorunlu olması o firmadan telefon almanız konusunda bir kez daha düşünmenizi sağlayabilir. Aynı şekilde firmanın telefonlarına sunduğu yazılım desteği de hesaba katılmalıdır. Yazılım güncellemeleri firmanın müşterilerine verdiği değeri de gösterir. Bir ya da birkaç yıl önce çok yüksek meblağlar ödeyerek almış olduğunuz telefona yazılım desteğinin kısa süre içerisinde kesilmesi, müşteriyi doğal olarak o firmadan uzaklaştırır. Burada önemli olan bir husus daha var. Verilen yazılım desteği sorunsuz sunulmalıdır. Bu konuda en çok başı ağrıyanlar Android kullanıcılarıdır. Android işletim sistemine ait bir telefonunuz varsa ve o telefon bir Google Nexus değilse alacağınız güncelleme desteği 2 yılı geçmeyecektir. Buna karşılık Apple firması telefonlarına 3-4 yıl güncelleme desteği vermektedir.
Bir telefon almaya karar verdiğinizde o telefonu kullanan kişilerin yorumlarını es geçmemeniz gerekir. İnternette yapacağınız kısa bir araştırma ile birçok kullanıcı yorumuna ve inceleme videosuna ulaşabilirsiniz. Buradaki yorumlara bakarak da o telefon ve firma ile ilgili bir karar varabilirsiniz.
Bir akıllı telefon alırken kafanızı kurcalayacak bazı konulara değinmeye çalıştım. Ben bu yazıyı, şu şu kurallara göre telefon alın şeklinde yazmak yerine genel konulara değinerek tavsiyeler verme şeklinde yazdım. Yazımı okuyan ve kafası karışık olan bir akıllı telefon müşterisinin yazımın sonunda kafasında bazı şeylerin şekillendiğini düşünüyorum. Sorularınız ve yorumlarınız olursa cevap vermek için burada olacağımı belirterek bu yazımı sonlandırıyorum. Gelecek yazılarda buluşmak üzere.


SONRAKİ
« Önceki Post
ÖNCEKİ
Sonraki Post »