Herkese merhaba!
Bu yazımda sizlere cebimizde taşıdığımız sihirli kutuların geçmişinden, bugününden ve yarınından bahsetmeye çalışacağım.
Konu başlığında neden böyle bir ikilemde kaldığımdan başlamak istiyorum. Bu geçiş ne zaman oldu? Ve nasıl oldu? Hatırlıyor muyuz? Cebimizde taşımaya başladığımız cihazlara ne zamana kadar “cep telefonu” dedik ve ne zamandan sonra onlara “akıllı telefon” diye hitap etmeye başladık? Bu soruların cevabını aramadan önce teknolojinin “silik değişkenleri”nden bahsetmek istiyorum sizlere.
“Silik Değişken” de nedir diyebilirsiniz. Bu ismi ben buldum. Siz isterseniz başka bir isim verebilirsiniz.
Teknoloji tarihinde iz bırakan pek çok yenilik ve icat olmuştur. Mesela cep telefonunun icadı bunlara bir örnek olabilir. Ya da daha geri gidersek telefonun icadı... Bu örnekler bizim için silik değişkenler değildir. İnsanlık bu düğüm noktalarını iyi bilir. Benim bahsetmek istediklerim ise insanların çoğunun farkında olmadan hayatlarına giren ya da hayatlarından çıkan teknolojiler hakkında. İşte bunlara teknolojide “silik değişkenler” adını veriyorum. Özellikle gençlerin daha iyi anlayabilmesi için yakın zamandan örnekler vermek istiyorum. 90’lı yılların sonu hatta 2000’lerin başlarına kadar hayatımızda ve bilgisayar kasalarımızın ön yüzünde bir ağız gibi duran disket ve disket sürücüler, bir anda yok oldu, değil mi? Başka bir teknoloji aniden hayatımıza girdi ve disketleri alıp götürdü. Peki, flash bellekler ya da sd kartlar ne zaman hayatımızda bu kadar yer etmeye başladı? Çoğumuz hatırlamaz bile. Çünkü bu gelişmeler “silik değişkenler”dir. Bir teknoloji sessiz sedasız yok olurken diğer teknoloji yine sessiz sedasız hayatınızda yer edinmeye başlar.
Örnekleri çoğaltabiliriz ama sanırım “silik değişkenler”in ne olduğunu anlamış olduk. Asıl konumuza dönmek gerekirse, cep telefonları hayatımıza nasıl girdi ve nasıl isim değiştirerek hayatımızın vazgeçilmez bir parçası oldu. İşte bizim konumuz burada başlıyor.
Cep telefonunun icadı 70’li yılların başlarına kadar uzanıyor. Bazılarımız için inanması güç bir tarih ama gerçek bu. Tabii, cep telefonunun gerçek anlamda hayatımıza girmesi 80’li yılların sonlarına kadar sürüyor. Ülkemiz için ise başlangıç noktası 1994 yılıdır. Bu geçiş dönemini yaşayan biri olarak günümüzde sevgili gençlerin belki de gülüp geçeceği ya da inanmakta zorlanacakları şeylerden de bahsedeceğim.
Peki, cep telefonu yukarıda bahsettiğim gibi bir “silik değişken” midir? Bu soruya cevap vermek için cep telefonunun hayatımıza girdiği dönemi yaşamış olmak gerekiyor diye düşünüyorum. Gençler için cep telefonu doğdukları andan itibaren zaten vardı. Onların konuya hakim olacakları nokta cep telefonundan akıllı telefona geçiş dönemi olabilir.
Konuyu dağıtmadan soruya cevap bulmaya çalışalım. Dünya, bizden biraz daha önce bu teknoloji ile tanıştığı için konuyu kendi ülkemizden ele almak daha doğru olacaktır. Cep telefonları 1994 öncesi ve sonrasında hayatımızda pekçok şeyi değiştirdi. Düşünsenize, şu an günümüzün büyük bir bölümünü ayırdığımız sosyal medya dünyası, sohbet ortamları, mesajlaşmalar, kullanılan uygulamalar... hemen hepsinin başlangıç noktasından bahsediyoruz. Bu kesinlikle bir “silik değişken” olamaz, değil mi? Ama oldu. İnsanlar o kadar çabuk adapte oldular ki bir süre sonra cep telefonu dünyamızda hep varmış gibi davranmaya başladık. Hatta cep telefonlarından öncesindeki hayatımızı nasıl geçirdiğimizi çoktan unuttuk. Cebimizde taşıdığımız sihirli kutu, hayatımıza bir anda girdi ve bizi kendisine bağladı. Size “aaa doğru” diyeceğiniz bir bilgi vereyim. 1994 yılında ülkemize “merhaba” diyen cep telefonları yalnızca 5 yıl içinde sokağa çıktığınızda hemen herkesin elinde görebileceğiniz sıradan bir cihaza dönüştü. Bilgisayarların evlerde yaygınlaşması yıllar yıllar sürerken, internet kullanımının yaygınlaşması yıllar yıllar sürerken cep telefonları kısacık bir sürede hayatımızın bir parçası olup çıktı.
Bazı teknolojilerin hayatımıza bir yararı olmadığı tartışılmaktadır. Bunda da haklı yönler var tabii ama cep telefonunun hayatımıza büyük bir yarar sağladığı da aşikar. Haberleşme insanlık tarihi için zaten hep önemli bir nokta olmuştur. Cep telefonunun bu konuda bize büyük bir yarar sağladığı söylenebilir. Ama bir zaman sonra cep telefonu amacı dışında kullanılmaya başlandı ve tartışmaları da beraberinde getirdi. Konumuzun başında da söylediğim gibi, cep telefonu ne zaman akıllı telefona dönüştü ve biz nasıl oldu da bunu fark etmedik?
Geçmişe dönüp baktığımda başlangıç noktasının cep telefonlarına kamera eklenmesi olduğunu düşünüyorum. Bana katılmayabilirsiniz. Kamera konusundan önce cep telefonları konuşma, mesajlaşma (kısaca haberleşme) dışında fazla kullanılmayan cihazlardı. Ama ne zaman cep telefonlarına kamera eklendi, o zaman bu cihazların bir multimedya cihazı olabileceği fikri ortaya çıkmış oldu. Cep telefonlarına kamera eklenmesi kabul etmeliyiz ki çok iyi bir fikirdi. Fakat cep telefonları böylece amacı dışında kullanılmaya başlandı. Zamanla kameralar gelişti, ekranlar renklendi ve gelişti. Ama hala bu cihazların ismi cep telefonuydu.
Bir zaman sonra firmalar bir tıkanma yaşadı. Kameralı, renkli ekranlara sahip bu cihazlar artık kendini tekrar ediyordu. İnsanlar bu teknolojilere de çok kolay adapte olmuş, yenilik arayışına girmişlerdi. Cep bilgisayarları iyi bir denemeydi fakat insanlar “haberleşme” yeteneklerinden de kopmak istemiyorlardı. Aslında firmalar için fikir açıktı. Cep bilgisayarları ile cep telefonlarını birleştirmek...
Birçok deneme oldu fakat bu tıkanmayı açan adım Apple isimli bilgisayar şirketinden geldi. 2007 yılında duyurdukları Iphone isimli cihaz ile cep telefonu teknolojisi yeni bir dünyaya adım atmış oldu. Şimdi her şey Iphone ile başlamadı, öncesinde de çalışmalar vardı diyeceksiniz ama sonuç olarak suyun yönünü değiştiren adım bu oldu. Başka bir konuda Iphone’un çıkış sürecini tartışırız.
2007’den sonra aslında beklenen patlama gerçekleşmedi. Bu da aslında ilginç bir durumdur. 2009 yılına kadar silik bir değişken olan akıllı telefon teknolojisi bir anda patlama yaptı. Bunu sağlayan da Android denilen işletim sistemi oldu. O yıldan günümüze telefonlar o kadar büyük ve hızlı bir gelişme içerisine girdiler ki senelerce adına cep telefonu dediğimiz cihazlara bir anda akıllı telefon (Smart Phone) demeye başladık ve bunu çok çabuk kanıksadık. Şimdi geriye dönüp baktığımızda yalnızca 7-8 yıl geçmişi olan bu teknoloji sanki onlarca yıldır hayatımızda gibi gelmiyor mu bize?
Yıl 2015...
Cep telefonlarının hayatımıza girmesinin üzerinden 21 yıl geçti. Akıllı telefonlar ise henüz 10 yaşını doldurmadı. Teknoloji dünyası pek çok gelişmeye imza attı fakat bu kadar hızlı gelişen ve insanların hayatına yer edinen başka bir teknoloji daha olduğunu sanmıyorum. Günümüzde her yıl 1 milyar civarında akıllı telefon satılıyor. Dünyada 1.5 milyar civarında akıllı telefon kullanıcısı var. Ve bu sayı gün geçtikçe artıyor. Uygulamalar milyonları aşmış durumda. Sosyal medya ortamları milyonları misafir ediyor. Gün içinde telefonumuzla ne kadar zaman geçiriyoruz? Ya da telefonunuz yakınınızda olmadığında gözleriniz telefonunuzu aramıyor mu? Telefonum olmadan ne yapardım diye düşünmüyor musunuz? Sanki insanoğlu telefonsuz binlerce yıl geçirmemiş gibi.
İşte çok kısa bir sürede geldiğimiz nokta burası.
Peki, ya akıllı telefonların geleceği nasıl olacak? Bu konu hakkında herkesin bir fikri vardır. Bazıları bilim kurgu filmlerinden çıkmış hayaller olabilir ama size şunu hatırlatmak isterim. Yalnızca 10 yıl önce telefonlarınız fotoğraf çekmeye yeni başlamıştı. 10 yıl içinde gelinen duruma bakarak 10 yıl sonrasını görebiliriz sanırım. Bilişim dünyası ile iç içe olan birisi olarak sonraki 5 yıl ve sonraki 10 yıl nasıl şekillenecek, fikirlerimi sizlerle paylaşmak istiyorum.
5 YIL SONRA...
· Telefonlar çok çok incelecek. Günümüzdeki incelik yarışı yakın gelecekte bu konuda ilerlemeler kaydedileceğini gösterir nitelikte. Tek problem batarya. O problemi çözdükleri anda kredi kartı inceliğinde telefonlar kullanmaya başlayabiliriz.
· İlk maddede bahsettiğim batarya problemi aşılacak. Günümüz akıllı telefon teknolojisinde firmaların tabir-i caizse eline yüzüne bulaştırdıkları belki de tek konu bataryadır. Çünkü batarya elektronik değil kimyasal bir materyaldir. Bu nedenle batarya konusunda gelişim çok kısıtlı olmaktadır. Ama 5 yıl içerisinde batarya probleminin çözüleceğini düşünüyorum.
· Şarj cihazlarına elveda... Tabii hemen sevinmeyelim. Onların yerini başka cihazlar alacak fakat telefonlarınız yakın gelecekte kablosuz şarj olayında çok yetenekli olacaklar. Kinetik enerji kullanarak kendiliğinden şarj olabilen telefonlar da çok uzak gelecekte değiller.
· Uygulamalar hayatımız olacak... Şu an zaten öyle değil mi, diyebilirsiniz fakat söylemek istediğim, telefonlarınızdaki yazılımların gün içinde karşılaştığınız hemen her soruna çözüm bulacak olmasıdır. Ödeme sistemleri, kilit sistemleri, kimlik bilgileri, rehberlik, danışmanlık, sekreterlik, asistanlık hizmetleri bunlara örnek olarak verilebilir.
· Sanal gerçeklik teknolojisi çok gelişecek. Şu an temelleri atılan sanal gerçeklik teknolojisi 5 yıl gibi kısa bir süre içerisinde eğlence dünyamız sanal gerçeklik uygulamalarına ve cihazlarına teslim olacak.
· Telefonlarda hologram, katlanır ekran, lazer yansıtıcı gibi teknolojiler denenecek fakat fazla ilgi görmeyecek.
10 YIL ve SONRASI...
· 10 yıl sonrası için biraz ütopik düşünmemiz gerekebilir. Hayal gücümüz burada bizlere yardımcı olacak. Akıllı telefon dünyası 2025 ve sonrasında yerini başka teknolojilere bırakabilir. Bu nedenle farklı cihazlar hayatımıza girecek ve biz onlara yine çok kolay uyum sağlayacağız. Iphone’lar, Galaxy’ler, Xperia’lar çoktan unutulmuş olacak.
· Cihazlar çok küçülecek ve yansıtma özelliği kullanılarak ekranlar oluşturulacak. Böylece istediğimiz her yerde, her büyüklükte ekran sahibi olabileceğiz.
· İşletim sistemleri tamamen sese duyarlı olacak ve ses ile her özelliği kontrol edebileceğiz.
· Tablet, laptop gibi teknolojilere veda edeceğiz. Ama bilgisayarlar hep hayatımızda olacak. Cebimizde taşıdığımız minik cihazlar istenilen boyuttaki ekranları ile zaten her işimizi görmemizi sağlayacak.
· Uygulamalar boyut değiştirecek. Pekçok şeyi yapabilen paket uygulamalar olacak. Bunlar birebir ses ile kontrol edilip size sesli olarak yanı verebilecekler. (“Her” filmine selam gönderelim buradan)
Teknoloji söz konusu olduğunda pekçok şey söylenebilir fakat ben yalnızca akıllı telefonların geleceğine odaklanmaya çalıştım. Okuduğunuzda bazı fikirlere “hadi canım sen de” diyebilirsiniz. Geçmişte de telefonlar fotoğraf çekecek dense aynı tepkiyi verirdiniz büyük ihtimalle. Siz de gelecekle ilgili fikirlerinizi paylaşabilirsiniz. Belki benim unuttuğum ya da hayal gücümün ulaşamadığı noktalar vardır.
Bu ilk yazımda sizlere cep telefonlarının hayatımıza giriş anından, isim ve boyu değiştirdikleri senelerden ve gelecekteki olası durumlarından bahsetmeye çalıştım. Bu uzun yazıyı okuduğunuz için teşekkür ederim.
(NOT: 5-10 yıl içinde yazdıklarım gerçekleşirse bu konunun altına yorum yazmayı unutmayın J)
Sign up here with your email
ConversionConversion EmoticonEmoticon